Vengo

Ilk önce Soundtrack cd'si elime gecti ve sarkilarina bayildiktan sonra izlemeye karar verdim.
acikcasi beni bu kadar derinden etkiliyecegini hic düsünmemistim...
yerlerde kilimler , bir kamyonetin arkasının sahne olması, tekne üzerinde asılı beyaz ampuller...
amcanın karizması, diego'nun aslında ne kadar da yakışıklı bir oğlancık olması... herkes dans ederken,
amcanın boşluğa bakarak gözlerinden yaşlar süzülmesi...
ve tabi son olarak, naci en alamo...
omuzuna istemsiz oturan yükler ve uzağa yatırılan gözlerle izlenilen bir film.
eminim arasıra aklınaza düşer, yutkunmaniza neden olur.

Ağır Ağır

Ağır ağır yürü arkadaşım
Hayatin zevkine var, şarkılar söyle
Hayatin acılarını tat, kederini tat
Sloganlar at bağıra çağıra, başariyi tat.
Yaşa, ağıdını yak
Çünkü sevgim hep senin kalbinde olacak
Agir ağır yürü arkadaşım,
Hayatin tüm gizemini paylaş
Çünkü sevgim hep senin kalbinde olacak
Elveda...

Meme ya da Süt

Çok bağımlısın,
hayransın,
seanstan seans'a ondan aldıklarından vazgeçemediğini söylüyorsun.

Bilme açlığı icindesin,
büyüme açlığı,
tanıma açlığı,
uçma açlığı,
Bugün,
senin açlığını gideren sütü veren meme olabilirim.
Bugün bu meme'yi istemen
bana çok hos geliyor,
ama sakin unutma :
Seni besleyen meme değildir, süttür !

Bazen

Bazen kaybetmek istiyorum..Değerini anlayabilmek için..
Bazense kaybedilmek..Değerimin anlaşılabilmesi için..
Bazen kaybetmek gerek..
Sadece bazen ama...

Neden

Hayat neden bu kadar zalim ?
İnsanlar ,insanlar neden bu kadar zalim ?
Yasamak neden bu kadar zor ve bu kadar güzel, vazgeçilmez.
peki insanların birbirlerini anlamamak için bu büyük çabası neden ?
Dostlarım, arkadaşlarım akrabalarım beni adam yerine bile koymuyorlar
onlarda bana kızıyor, onların istediği gibi bir adam olmadığım için.
Onları yemege götürmediğim için, onlara borç veremediğim için, onlara ayak bagi olduğum için,
onların eğlendiği gibi eğlenemediğim için.
Devlet, devlet de bana kızıyor daha çok vergi veremediğim için,
arada bir ne oluyor diye sorduğum için, yanlış partiye oy verdigim için.
Biliyor musun her tarafım kanıyor, acılar icindeyim.
Düşünüyorum.
Onların istediği gibi bir adam olmak istiyorum ama beceremiyorum.
Dostlarıma, akrabalarıma, patronuma, sevgilime üzgünüm diyorum sizin istediğiniz gibi bir adam olamadığım
için özür dilerim diyorum, duymuyorlar
Acılarımı, kederlerimi, sıkıntılarımı anlatıyorum dinlemiyorlar.
Ben, bana yardim edin diyorum kacıyorlar, gelin biraz konuşalım diyorum masayı terk ediyorlar,
ölüyorum ben diyorum, ne zaman diyorlar. Lütfen bana söylermisin. Ne oldu ?
Bize ne oldu, eskiden böyle degildi. Simdi ne oldu ?
Neden insanların artık bir takim duygulara ve düşüncelere prim verecek zamanı yok ?
Neden bu kadar hizli kosuyorlar ?
Neden bir an bile olsa durup hayatin, insanin, kelimenin anlamı üzerine düşünmüyorlar ?
Ben acılarımı, sıkıntılarımı, kederlerimi onlara anlatırken neden beni dinlemiyorlar ?
Benim bütün bu düslerim, arzularım, hayata dair imdat çığlığım onlara neden sahte geliyor, sahici gelmiyor, samimi gelmiyor ?
Neden neden neden söyle bana neden.Ne olur bana yardim et,
çünkü ben artık yalnız yasamak istemiyorum. Bana hayatta yasayabilmem için güc ver.
Neden ben hayatta yaşamayı beceremiyorum ?

---

Ali'nin Sekiz Günü

Geçmiş

Acı günleri hatırlamak, insana tekrar acı verir elbette.Buna rağmen unutmayı çok zor başardığım yada belkide başaramadığım o günleri şimdi yeniden hatırlamanin acısını yaşamaya mahkum kaldım herhalde.Sadece küçük bir hafta sonu kaçamağı ve konuşup yaşananlar yüzünden olsa gerek.Üzüntüler, gözyaşları, geçmişler, gelecekler, dertler, acılar, zorluklar, zorlamalar, senaryolar, gerçekler, metinler, hüzünler, seçimler, yollar, hissedilenler, gözler, verilen mesajlar, alınan mesajlar, yardım çağrısı, yardım edememek, üzülmek ve nedense kimseye bir türlü hiç birşey anlatamamak.Çünkü konuşmak,anlatmak yazıldıgı kadar kolay değil. Kendime üzülmenin yanı sıra herşeyimi paylaşmak istediğim lakin birazda paylaşmaktan çekindiğim, bir sene önce bana yabanciyken tanıdıkça bana benzediğini daha çok fark ettiğim, yanında olmak ve ona yardım etmek istediğim insana kendimden daha çok üzülüyorum galiba.Küçük hüzünlü bir hikayenin sonunda teselli etmek icin bile elimi omuzuna atmaya  korkuyorum. Ne yazık ki insanları sevdikçe, değer verdikçe, yaklaştıkça, icimi açtıkça, hissettikçe, kaybettim. Mesafelerimin nedeni bu yüzden olsa gerek. Fazla bir kimsem olmamakla birlikte yeni tanıdıklarımıda kaybetmek istemiyorum.
Bu risk'i almak, bu insanlara değer diye düşünüyorum... 




Hiç

suskunluğunu hayırlara yormuyorum hiç.
yeryüzü almıyor yüreğini göklere sığamıyorsun,
beni hiç sallamıyorsun anlatmıyorsun.
şaşırıyorum bozuluyorum üzülüyorum. mesafeye veriyorum, alışıyorum.
 
 

Hatırlanmak

Konuşmak için fazlasıyla geç kalınmış bir durum var;
bugün doğum günün yalnızsın koltuğunda.
Hatırlanmak daha önemli belki karın tokluğundan.
İstediğin zamanlarda, farklısın olduğundan.

Dolandır Dur

Kelimeler,
Birbirini kovalayan anlamsız kelimeler
Bazen delirtir,
Ne kadar anlam katmak istesen de
O kadar ölçüsü kaçar
Bir belirsizliktir gider
Oyun gibi olur sen ona o sana
Karma karışık sonunda tıkanır
Birleşip cümle olunca belki biraz anlarsın
Vakit geçer tren kaçar
Ölçüsüz kelimeler seni bozar
İhtimaller azalır
Dolandıkça dolanır diline
Son sözü yine giden söyler
Anlamsız kelimeler
Dil yakar
Yürek burkar
Pişmanlık alır seni, götürür uzaklara
Yine sarılırsın kaleme ve kalemden çıkan kelimelere
Anlamsız kelimeler
Yalnız bırakır insanı
Yürek burkar can yakar…

Başlamak

Herşey Bir Başlangıç Gibidir.
Bir Beyaz defter gibi
İçerisi boş, aynı beyaz bir bulut gibi
başlangıçı yapmak ne kadar kolaysa
bitirmeside o kadar zordur, bu beyaz defteri.
Herşey bembeyaz birşekilde başlar
yazarsın,yazarsın durmadan yazarsın
sonrada hiç ummadan girişini yaparsın.
Beyaz defter gibi bembeyaz bir giriş yaparsın,
içini korkmadan yazdıklarınla doldurursun
ya yazamaz diye korkup kaçarsan
başlangıcı hiç yapamassın o zaman
sonuç olarak bir beyaz defter bu yazılan
ama o kadar zordur bu defteri doldurmak
bir beyaz defteri ne kadar zorsa doldurmak
ileriside,çok zor olur bu defter için o zaman
Yazmaya Başlarsın sonra
düşündüklerini,hayallerini beyaz deftere
içinden geçen hayat başlangıçlarını
sevgilerini,aşklarını,acılarını,umutlarını
bir girişten sonra,gelişmeye geçersin
sonrada beyaz defter,uzar gider
sonucunu istesende getiremessin sanırsın
gelmeyecek sandığın sonunada
bilmeden adını kararlararsın
adınla beraber belkide
bu beyazlığın kararmadığı zamanlarıda
düşünmeden öylecene yazarsın
Sonu Gelir tüm yazılanların, elbet birgün
bir sonucu vardır,tüm beyaz defterlerin
sende hayatının son harfini
bitmiş olan deftere yazarsın
bu hikayen yarım kalmadan
hiç bitmeyecek sandığın gerçeğini tamamlarsın
sonuç olarakta altına şu cümleyi yazarsın
İşte bitti beyaz defter sonu geldi ve sona erdi.

Mutluluğu Beklerken

Bir rüyaydım çekilen bir filmin son perdesinde
Bir masaldım yıllarca anlatılan
Bir çocuktum hiç mi hiç büyümek istemeyen
Bir büyüktüm çocukluğunu arayan
Ben kışın ortasında yazdan kalma bir anı
Yazın ortasında kıştan kalma bir buzdağıydım.
Ben böyleydim.Bu kadardım.

Şarkılar

Bizi dans etmek isteten sarkilar vardir.
Ve eslik etmek isteyecegimiz sarkilar.
Ama en güzel sarkilar,
sizi onlari ilk dinlediginiz ana döndüren
ve bir kez daha caninizi yakan sarkilardir.

Azca-Çokca

Zaman denen şey nasıl bir şey !!!  
Daha halâ;
azca kendi bebekliğimi, çokca çocukluğumu hatırlarken,
Çokca da annemin dairesine gitmeye nasıl can attığımı hatırlarken,
Azca sevinçle koridorlarında dolaştığımı, çokca koridorun köşesindeki koca çiçeği hatırlarken 
Azca bahçede düzenlenen kutlamaları, çokca annemin kucağında verdiğim uykulu pozları hatırlarken,

 












Çokca bahçedeki süs havuzunun duvarında yürümeye çalıştığımı, azca içine düşüp üstümü başımı ıslatışımı hatırlarken,
Çokca orada nasıl zevkle resim yaptığımı, azca kopya kalemiyle boyadığımı hatırlarken,
Çokca masada sabitlenmiş koca kalem traşla açtığım kalemleri, azca karbon kağıtları ile oynayışımı hatırlarken,
Çokca annemin günlerindeki yemekleri, azca çayin tadini hatırlarken,
Çokca içdiğim meyvesularini , azca içtiğim adaçayını hatırlarken,
Çokca annemin arkadaşlarını, azca yapılan çay partilerini hatırlarken,

Şimdi de bunlar ve benzerleri onun hafızasına kaydolunuyor,
kimileri azca,
kimileri çokca.

Eski-Yeni

Eskimekte yeni..
Anlamsızlıgını bile yitirmekte..
Ve ben anlamı görebilmekten aciz..
Cok eskimeme rağmen hâlâ
Yenileri eskitiyorum, ne garip..
Eskimekte olan yeni bedenimde…

Hiç bi yer

Hiç bi yerde olmadığımı bile hissedebilirim.

Tutunabildiğim gerçekler gözlerimi kamaştırırken,
Daha hızlı koşamam, gözlerim böylesine alınmışken..

Elimden kayıp giden resmin solmuş tüm renkleri,
Yırtamadığım siyah bir tablo olup bekler beni.

Bir daha asla ardımı dönemeyeceğim yalanlarım !
Kendimi inandırdığım o siyah parıltılar...

Belki senin gözlerindir...

Ve bu gece dinlediğim tüm şarkılar,
Artık onlarda benim kadar mutsuzlar..

Gibi

Bos bir yolda arkana bakmadan yürümek gibi..                                                     H.K
Biraz siyah ,biraz da beyaz gibi..
Belki yalniz, belkide sessiz gibi..
Biraz sen, biraz ben ve biraz da baskasi gibi..
işte bu HAYAT gibi.

Yalnızlık

Yalnızlık, derince kör bir karanlıkta isiksiz kalmaktır.
Yalnızlık, gözyaşının akmasına seyirci kalacak kimsenin olmamasıdır.
her insanın bir gün alışacağı...
en acısı bu kadar kalabalıkta ki yalnızlık..

Hislerin ve Sen

Yolun ortasında kollarını iki yana açıp, kapatıp gözlerini,
rüzgarı derinden hissederken düşünmeyerek yürüyebilir misin ?
Boşlukta, yokluktaymışsıncasına... 
Kimse yokmuş meğersem hiç bir tarafta, sen varsın sadece, 
hislerin ve sen.
Mükemmel doymamışlık hissi her an ve yaşamak işte...


Kibritçi Kız

ve biliyorum ;
kıyametin koptuğunu düşündüğüm zamanlar olacak
dünyanın basıma yıkılmasını dileyeceğim bir cok kez
unuttum diye bağıracağım
kendi sesimle
kendı yanlızlıgımda
sensizken
bilemediğim öğrenemedığim bir yokluğu sindirmek için dua bile edeceğim
ama olmayacak
kendi günlüğümde senin dısında hiç bir şey okumayacagıım
bir gün unutursam seni
sadece unuttugumu sanacagım
ve üşüyen ellerimi gördukce kibritçi kızı daha cok özlüyorum...

Sahte

Haykırışlarım Dikkatlerini Çekmiş Olacak ki
Kapıyı İlk Açtığımda Şeytanın Sıcak Gülüşünü Yüzümde Hissetim!
Yani Bazen Çığlıklarımıza Dost Görünümde Şeytanlar Geliyormus!

Göz göze

Insanlarla göz göze gelmekten kacinirim.
saklarim bakislarimi,
bazen yakalanirim
bazen üzerimde bakislar yakalarim.
Cekingenligimden sanirlar.
Evet cekingenligimden,cünkü gözlerde yakaladigim
ve yüzlerde vuramadigim her yalan,
benide yalanci yapar.
Bunu bilipte bir insanla göz göze kalmak kolay mi?
Bir kedinin bir köpegin göz bebeklerine bakin
onlar gözlerini asla kacirmazlar,
cünkü onlar ne yalan söylerler
ne de yalan saklarlar.

Beste¹¹

Kücük bir cocuktun
Önce bir yabanci ,sonra kardes oldun.
Gittiginin ardindan
Sicaklik istedim her duydugumda adindan

Özledim hep farkina vardigimda

Sonunu bilmedigim
Masallar anlat bana
Kara kalemle
Yazmislar beni siyah kagitlara


Birileri

yerken içerken, meşk ile kendinen geçerken birileri..
namlunun ucunu görünce sıvışırken birileri..
kimileri susup, kimileri nutuk atarken köşe yazılarında..

Nokta

Kagitlar kalemler ve icindeki
mürekkepler dolusu his,aci icimdeki
lakin yazamiyorum..Sensizlikten
sikayet ederken senin icinde kayboluyorum..
Noktamsin..Hem bunca zaman varmayi hedefledigim
hem de cümlemi bitirmek istemedigim.
Cümlelerden düsüyor
gözlerinde kayboluyorum satirlarca..
Özlüyorum..

Eksik Parça

Hic bu kadar üşümemiştim.
Yagmurdan ,kardan ya da 
o esen soguk rüzgardan degildi üşümem.
Üzüntüdendi, 
Caresizliktendi üşümem.
Eksik kalmamdi yada sinirdendi belkide.
Belkide gercekler varken ortada,
yalanlarin yagmasiydi üşümem.
Üşüdüm ve üşüyorum.
Isitin beni ne olur ?
Sözlerinizle sarilin bana hayallerimde üşümeden.



Mayın

Eger tüm duygular bir tarla ise,
yalnizlik o tarlanin mayinidir.

Bir anda patlar....

Sonbahar

geldi yine sonbahar
kavusamadan geldi yine ayrilik mevsimi
yalniz kaldik yine bulutlarla, yagmurlarla
yalnizligimiza agladik sabahlara kadar
..bulutlar günese, ben sana hasret kaldigim günlerde..

 

Beste³

Varamasam da denize                                                                       Istanbul
Deniz kokuyor üstümde                                                                 
Kisa Dilime ,
Uzak yüregime ,
Istanbul

Hic kimse durduramazsa
Ne olur sen durdur
Gitmesin varligim,
Yasansin anilar,
Istanbul

Hayallerim ismini heceliyor senin
Bogazinda umutlarimin kagit gemileri
Kalmasada beyoglunda ayak izlerim.
Istanbul, Istanbul


Huzur

Bir resim cizdim az önce. Içinde bir ev, yemyeşil ağaçlar,
masmavi gökyüzü ve rengarenk ciçekler vardı.
Sonra birden nedenini bilmediğim bir sekilde kendime yakıştıramadım bu resmi.

Birden huzursuz etti beni... Çünkü bana uzak bir seydi huzur.
Bu yüzden kendi halimi durumumu kağıda dökmeye karar verdim.

İnsanları, korkuları, hayal edip de olamayacakları kağıda dökmeye karar verdim.
Gariptir zamanla kader kendisine ayak uydurursan sana ödüller sunarmıs...


















                            Huzurdan kacisimdir

Beste²

Sessiz bir mürekkep düştü kağıda...
Sonra bir tane daha ve sonra...bi tane daha...
Düşündükçe dört duvar arasına sıkışan yazılarımı,
sonra bir beste ile daha süsledim duvarlarımı...



Gözden akan damlalar degildi aglamam
Özlediğim her gecemde ay misali parlaman
Uzandığım bu yataktan belki bir gün kalkamam
Uykularda sayıklayıp aglayarak uyanmalar

Gitme yıkılmasın Hayallerim
Solmasın Gülüşlerim.
Gitme yıkılmasın Hayallerim
Bitmeyen günlerim

Uzakta degilsin de uzaktasın kalbime
Sana gelmek istiyorum lütfen orda kal deme
Ben çok üşüyorum vücudumda yanmalar
Uykularda sayıklayıp aglayarak uyanmalar 

Gitme yıkılmasın Hayallerim
Solmasın Gülüşlerim.
Gitme yıkılmasın Hayallerim
Bitmeyen günlerim

Tamam olsun git,olsun git
Hoscakal demeden git. (x2)



Farklı Yüzler

Yine bir saldiri var bugün, dayan biter elbet
Sana yakismaz saclarini yolup sitem etmek
Her gece uykumdan alip hayallerinle ayik durmanin
tek rahatsiz eden yönü konustugum kayip kullar

Bakin burdan yasama, bir damla ibret alin
Bu cocugun bes para etmez gönlünü kimler alir
Bende kalir yasadiklarim, satilik degil bu kalp
Bugün tek destekcim bir dostum birde canim

Kimi arkadan bicaklar ,kimi yüzüne yalan güler
bir anda masum yuvam ,bir anda sacma düzen
bir anda Parasizlik ,
bir anda biten umutlaramin yaninda utanmadan bana gülen farkli yüzler

Bana mi be bu Piyango, bu mudur kismetim
Sadece su dünyada rahat bi nefes almak istedim.
Bana tuzu kuru diyen insanlari davet etsem su eve
Ici fesat olanlarin dısı bir anda benle kirlenir .


Devami Yok

Adim Adim
Ilerlerken hayat önümde
Hic durmadan akan
Zamana direnmek
Ya da direndigini sanmak
Bu acimasizlik ugrunda
Mücadele vermek
Gercekten bos bir ugrasmi
ya da öyle oldugunu sanmak mi ?
Bu karamsar ruhu
ne kadar tasiyabilirim...
Kim bilir ne zaman
isyan eder bu Deli Bedenim
Yasadikca ölmek
Inadina yasadikca isyan etmek
Tipki yarim kalmis
Tipki devami olmayan
Bir siir gibi  HAYAT...


Beste

Besteler...
Insanlar aile'sine,doga'ya,bogaz'a,istanbul'a,ot'a,bo*'a ama en cokta sevdigine yazar güzel bir Beste.Ask'a yazar.
Bir beste yaptim bende, aslinda kimseye yazmadim desem yalan olur ,cünkü her kelimesi bana biseyleri,
her cümlenin sonu da bana birilerini hatirlatiyor.
Yanimda olsanizda dinleseniz keske ama size sözlerini
birakiyorum...



Bos sokakta arkana bakmadan yürümek gibi Hayat.   
Tanimadigim kisilerce elestirilmek gibi Hayat.
Hic umrumda da degil aslinda isim soyad.
Yalan söyleme gel bana icini anlat.

Birlikte olmasakta, yanimda dur !
Bunu hissetmek cok güzel olur.

Kötü de degilim ama asla durulmam
Baskalari gibi de delikanli degilim estagfurullah
Kizlara göre hicde temiz biri degilim
Ama hala kumdan ailemin kalesinde el izlerim.


Aslinda ismini bile koymadigim ya da koyamadigim bir beste.

Okyanus

Döne Döne düsüyor gün
arkasahlilde yalniz basina
aglayan bedenimin üstüne!

Körfezle nisanli marti
alyans diye kapiyor
atilan sicak simidi.

Yaslanan denizler okyanus olamiyor ne yazik ki !

Istiyorum

Şiirler yazmak istiyorum…
Yalnız beni anlatan,
Bana ait,
Bana yazılan.
Bir ben olsun istiyorum benden öte.
Farklı,
Değişken,
Ne yaptığını bilen.
Hikayeler anlatmak istiyorum sonrakilere,
İçinde yalnızca sen ve ben
Ne anlattığımın bi önemi olmamalı..
Yalnızca öğretebilmeli bizi…
Sevgimizi…
Bir şeyler bırakmak istiyorum geriye..
Tanımlayamayacağım duygularla kuşatılmış birileri
Belki de yalnızca biri…
Ben bile bulamadıktan sora seni…
Geriye kalsan ne fayda…
Çık önüme..
Gel..kaçma..
Yıpratma bizi daha fazla…
Bulmak istiyorum artık seni
Aramak eziyet bundan sonra
Düşünmeden,
Üzülmeden,
Senden vazgeçmeden
Yaşayabilmeyi istiyorum…

Dalga

Bodrumdayim..
Iskelenin en ucunda duruyorum ,sanki ucurumun kenarindaymiscasina korku ve bas dönmesi var...
Atlasammi ? Tutunsammi ? Hayatin akisina mi biraksam yoksa ? Karar veremiyorum...
Icim hos, kafam hos, ortam hos. Oturuyorum.
Denizde dalga cok.Kim kizdirdi seni diye, mirildaniyorum.
Bana cevap vermiyor. Iyi o zaman ben sana beni kim kizdirdi,üzdü,aglatti anlatiyim diyorum.
O sirada gercekten kafayi siyirmis bi sizofren gibi davrandigimin farkindaydim
ama devam ediyorum konusmaya.
Kimseye bisey, anlatamiyorum.Kimseye güvenmem.Kimseye bana kötülük yaptigi halde bisey diyemiyorum, bi kötülük yapmak, öc almak aklimin ucundan bile gecmiyo, diyorum..
Insanlara anlattikca benimle dalga gectiler diyorum denize.Hemde acimasizca.Ve herseyemi anlatiyorum. Ne biliyosam yada bildigimi saniyorsam en detayina kadar.Hayatimi döküyorum adeta denize.
Sessiz bir damla düstü elime...Sonra bir tane daha ve sonra...bi tane daha.Düsündükce anlattiklarimi,taneler artiyor.Baska bi düsünce giriyor araya. Düsünceler karisti...

Sana herseyimi anlattim , DENIZ !
Ama lütfen dalga gecme olur mu ?



Susmak

Sesin cikmamasi,konusamamak...
yada konusmamak zorunda olmaktir susmak.

Ice atmak, söyleyememek,
söylenememek...hepsidir susmak.

Bazen kirginliktan,bazen yorgunluktan,
ama genelde sIkIntidan,
agridandir susmak.

Bagirmak isterken,haykirasin varken
sesinin cikmamasidir susmak...
Tipki kabuslardaki gibi.

Söyleyecek onlarca sey birikirken icinde,
icine akitmaktir sözlerini...
Dolup dolup haykirmaktir sessizlige.

Saklamak, saklanmak, tikanmaktir susmak.

Paylasamadiklarini biriktirmek,biriktirdiklerini dosyalamak gibi,
sözcükler biriktikce sıkıstirmaktir, susmak...

Italyan atasözünde betimledigi gibi ;
"Büyük acilar sessizdir"

Sessizlige gömülüp icin icin aglamaktir,
SUSMAK....


Anlar

Bir elimde gecmis, bir elimde gelecek.
Iste buradayim. Döngülüyorum zamani, süregiden sarkacinda
Anlar geliyor aklima ; an/ lamak icin.
Anlar, tutup cektigim fotograflar.
Gidecek olani tutma istegim.


Hepyek

tam anladım çözdüm bildim tanıdım derken saplanıyor içime kelimeler..ellerim kuma saplanmış çıkaramıyorum..bağrıyorum duyan olmuyo, ağlıyorum göz yaşı gelmiyo..oysa güçlüydüm, halada güçlüyüm..eğilerek geçerken çalıların arasından, sırtına vuruyo insanlar..vurup kaçıyolar.. güya bilmiştim çözmüştüm tanımıştım onları ama anlamamışım, anlayamamışım.. yine yeniden hepyek ve kaplanmisali yeniden doğuş..

Kısa ve Öz














Belki sadece bi cim saha,
Belki sadece aglardan olusan 2 kale,
Belki sadece yuvarlak bir TOP,
Belki sadece bir cift ayakkabı,
Belki sadece 90 dakika...
...ama benim tüm HAYATIM.


Kukla

öyle bir an geldi ki beni benden çaldılar, yerime bir kukla koydular, ipleri elime verdiler ve "Oynat!" dediler. Bir onlara baktım bir kuklama; yapabildikleri sınırlıydı, konuşamaz, duyamaz, göremez, hissedemez... Ben ilk defa kendime acıdım, kuklama acıdım. İpleri benim elimde ben bir kukla gibiyim bu yenilgiye karşı direnişte. Gülemez olmuş sahte sırıtışlarla donuk bakışlar. Öyle bir anın öyle bir anına geldim ki ipler karışmış, karman çorman. Kim çözecek, kim yenilgiye direnişte direnişin sebebi olacak? Bilirim cevabını, bilirim de anlatamam, anlatırım da anlattıramam..

Şansımı denemek istiyorum; 4 yanlış 1 doğruyu götürse de, yani bir yanlış 1.25 doğru etse de, yani yanlışlar doğrulardan daha önemli olmuş olsa da denemek istiyorum.

Ben, ben olmaktan çıkamam; ipleri elimde olan kukla olamam diye yakarıyorum. Ama ben anlattıramıyorum. Ne fayda, ne gam bu ne keder. Hayatımda yanlışlar doğrular mı getirdi doğrular yanlışlar mı, yoksa doğrular yanlışlar mı götürdü, yanlışlar doğrular mı? Bilemiyorum, yine de şansımı deniyorum.

Fakat ben anlatamıyorum, anlatıyorum da anlattıramıyorum...


Geride Kalanlar

geçen zaman içimdeki özlemi öldüyor..Eskisi gibi içimi titretmiyor hiç bi ''gidiyorum..''..kimsenin arkasından ağlayamıyorum,seni bekliycem diyemiyorum artk kimseye çünkü bilmiyorum ki dayanabilir mi ruhum bekler mi özler mi gideni..artık ona bile güvenemiyorum...belki ruhum da haklı hiç istediği kadar yanında olamadı ki çok sevdikleri..tam herşey düzelir ya giderler ya sen terk edersin..o yüzden o da vazgeçti belki özlemekten..kaç kişinin arkasından aynı özlemle ağlanır ki bikaçından sonra inanmadı ruhumda bana..her giden özlemez bu kadar diye..o kazandı ruhum hep haklı verdiğimiz tüm savaşaların galibi o..bu kez de haklı her gideni o kadar özleyemiyorum artk kmseye 'gitme' diyemiyorum yok çünkü cesaretim o gitmezse belkide ben giderim..terkedişler üzerine kurduk ya hayatımız nereye kadar gider bilemiyorm..


Cesaret

hiç içime çekmediğim sigaranın zehrini bırakıyorum havaya..
Biliyorum çıkan zehir beni kurtarmıyor hatta bütün şehri mahvediyor..
Ama insan bazen sonunu bile bile devam eder ya..o adını koyamadığı cesarete sığınır..
O adını bi türlü bilemediğim cesaret soluğumla çıktı dışarı bütün şehri yok etmek üzere..

Koridorlar

yabancı,karanlık,umutsuz bir kaç yüzden ibaret..
soğuk,yalnızlaşan,sessiz koridorlar..
bazen mutlu olmanın tek sebebi..
bazen kalbini kıran koridorlar..
kimseye anlatamadığın sözlerini..
sırrını kimsenin çözemediği gözlerini konuşturduğun koridorlar..
bir türlü seni inandıramayan ve seni hep haklı çıkartan adi koridorlar..
hiç bitmez sandığın o uzun saniyelik koridorlar içinde bir ömür hikayeyi saklar..
dinleyen dinleten ağlayan bağırtan herşeye tanık koridorlar..
onlarla yaşamaya mahkum olduğun upuzun yol..koridorlar..


Şehir

karanlıklar çöktüyse bu şehrin üstüne kolay kolay bulamazsın ışığa giden yolu..çoğu zaman ıslaktır hava yüzünü yakıp geçen rüzgar sana hiç yabancı gelmez burda..güneşi görürsün ama ona ulaşamazsın ısınamazsın..yüreğinde bir yerde bir soğukluk kalır mutlaka kurumayı bekler hava..sen ısınmayı beklersin..Ama o güneş ne kadar büyük olursa olsun asla ayazı yenip giremez içine..rengarenk boyanmış sokaklardan ayrılıp tek başına yürümek zorunda kaldığında hissedersin asıl karanlığı..işte tam o anda canını yakar sıradan ayaz o anda istersin güneşin gözünü almasını ama sen ne kadar istersen iste o sis bulutu kalkmaz bu şehrin üstünden..eğer bu şehri seçtiysen yaşlanmak için şunu öğrenmelisin..'Yıllardır sevmemiş bu şehri Işıklar..'



Yetinmek

eğer sıkılmak istiyorsan esen rüzgar geçen kuşlar yapacak çok şeyinin olması ya da hiç bir şeyinin kalmaması yalnızca bahanen olur..yetinmek..?bunun anlamını bilmiyoruz hiç öğrenemiycezde..
asla 'bugün mutlu başlayıp mutlu biten bir gün' diyemedik..uzun yıllarda 'o gün bugün' diyemeyeceğiz..yolumuzu kesen birkaç çakıl olmasa aslalarımıza* yaklaşabilicez belki..ama asla o çakıllarsızda olamayacağız bu sefer mutsuzluğu özleyeceğiz..yetinmek..?
evet bu kelimenin hayattaki karşılığını hiç göremeyeceğiz daha da kötüsü gösteremeyeceğiz..ama beklemekten hiç bir zaman vazgeçmeyeceğiz bir gün beklemekten vazgeçersek bu sefer de vazgeçemeyişlerimizi geri isteyeceğiz..yetinmek..?bunun anlamını tahmin bile edemem..


Umut takili kaldi aglarda, aradim durdum.
Insan bos cikinca aglar da,
Balik doldugunda aglar da
Gözyaslari karisir sulara
Gözyaslariyla islanir aglar.

Bodrum'10 (Ağ)ustos

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...