Mezunlar

Düşünüyorum şimdi, müzik de var
bundan otuz yıl sonrasını düşünüyorum.
Mezunların on yılda bir yaptığı mangal partilerini de.
İzliyorum şimdi,
ben bir'im onlar otuz, kimbilir kaçıncı buluşmaları bu insanların.
Eski dostlukları kaldımı acaba?
Yoksa yıllar sonra tekrar
birbirlerini görmenin sevincini yaşadıkları için mi sarılıyorlar
buradaki eski dostlar.
Ah sen !
Dostlarını hep kaybediyorsun,
aslında kaybetmiyorsun ya onlar kayboluyor
ya da sen uzaklaşıyorsun.
Ah sen ahh...
Şimdi eski mezunları izliyorum da,
yine şuan ki gibi yalnız mı olacaksın ?
Ve sen
Eski dostlarına yeniden sarılabilecek misin ?
Düsünüyorum şimdi, müzik hala var..

Ocean

Rahat ol

Düşünmen güzel böyle şeyleri ,
düşme peşine rahat ol, rahat ol ki göze batmasın hiçbir şeyin.
Dolmasın gözlerin yalan dolu hikayelerle
Bana kalan yalandan da olsa inanmış olduğum gözlerin...







Künefe


Künefe için aile kurmak.

Künefe için aile kurmak nedir, bilir misin?

Yan masadan hamile abla ve karşısında oturan deri ceketli abi, yemekten sonra künefe söyleyebilirler. Sen söyleyemezsin.
Çünkü künefe; tek başına bitirebileceğin bir şey değildir.

Söyleyemezsin.

Sen çay söylersin, bira söylersin, bazen iyice düşer; bi ufak sölersin. Künefe değil.

Sen çoğu zaman, içinde kalanları bile söyleyemezsin. Birileri kızar, birileri küser, birileri gider, bakarsın arkasından, boğazında bir gemici ordusu limana yanaşır da; “Gitme, kal” diyemezsin.
Sen sevdiğini dahi söyleyemezsin. Birileri dalga geçer, birileri umursamaz, sen çok nadir seversin oysa ki, sen belki ilk defa seversin de; gözlerinin içindeki ayçiçeklerine bakıp “Seviyorum” diyemezsin.

Sen, sözler veremezsin.

Sana verilen sözler o kadar tutulmamıştır ki, hayal kırıklığını en iyi sen bilirsin.

Sen hayattan bir şey bekleyemezsin.

Beklentilerinin altında öyle ezilmişsindir ki zamanında, öyle yaralar açılmıştır ki kollarında, bütün dünyayı kucağına serseler, tutamaz, düşürürsün.

Birileri öyle çok düşürmüştür ki seni zamanında, başka birileri ayaklarına kapanıp, kanayan dizlerini öpse dahi iyileşemezsin.

Ah sen, neden böylesin?

Sonra bi gün, “Seni bu hale getirenler utansın be kardeşim!” der biri, bakakalırsın masadaki izmariti tutuşturan kora, kor, şimdi yağmur yağsa, Allah baba bile sana ağlasa, aksa gitse bütün acın, biraz da kanalizasyondaki farelerin yanakları ıslansa ama sen kurtulsan gözlerindeki buz gölünden, söndürsen şu içindeki cehennemi istersin de;  ”Hesap!” çıkar ağzından sadece.

Künefe için aile kurmak isteyecek kadar, Allah’ın belası bir önemsiz künefeyi paylaşabileceğin o tek nefesi, her gece ensende hissetmek için gururunu ayaklar altında çiğnetecek kadar, onun gözünden düşen bi’ damla yaş için, bütün dünyayı ***** atacak kadar çok seversin de; sonunda, içinde yankılanan ses hep şöyle söyler;

“Ben başımın çaresine bakarım, sen mutlu ol.”

İz




LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...