Parantez

Bu, bir bildiri, bir manifesto, bir başkaldırı! (Hayır, küçük bir hikaye...)

Bir rüzgar her şekilde esebilir. (Hakkıdır bu onun.) Çok güçlü olursa, devirebilir ağaçları. Biraz daha güçlenirse, tutar kolundan bir insanı, uçurur okyanusun öbür ucuna.
(Kabul, belki bu kadarına hakkı yoktur onun.) Estikçe ve gürledikçe, aştıkça dağları ve vardıkça adsız vadilere, daha da büyür, kocaman olur, kendini tanır, gücünü tanır, çarpıştığı sayısız bulutu tanır.
İşte bir insanın hikayesi de böyle başlar.
Eser bir rüzgar, çarpar oraya buraya, durulur bir müddet ve sonra ebediyen yok olur!

Ne söylediğimizin bir önemi var mı gerçek karşısında? İyimserlik, umutsuz bir çaba değil mi? (Bir parantez içini bile hak etmiyor bu varsayım!)

İyi çocuklar, korkaktır. İyi insanlar da öyledir. Hatta iyilik, iyiliğin ta kendisi korkaklıktır! (Tüm korkaklıklara ölüm!)

Vahşice bir kana susamışlık ve bastırılmış güdüler... (Bizden bahsediyor beyler, bizden!)

Bir gece yarısı kim bilebilir ki kapınızın çalınacağını? Camınızın indirileceğini peki? Kesilen telefon hatları (ve ses telleri) aynı sessizliğe gebedir. 

Her şey aynı gibidir. (Ayna kullanmazsanız eğer...)

Mutluluk. (Ölme isteğinin geçmesi.) Mutsuzluk. (Ölme isteğinin geri gelmesi.) Gerçek. (Ölüm.) 

Parantez. ( )

Cok Sevdim-Cem


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...