Dinle


Bir mektup daha göndermeyesim var sana. Dinle.
Evet, burası küçük bir sahil kasabası. Tarih çok geç. Saat erken. 
Mektubun ucuna iliştirmeyeceğim bir şarkı dinliyorum. 
Benim dinlediğim yerden duymayacağın için, bence hiçbir sorun yok.
Ben bu kasabayı nerede şehir yaptım, tanıyorsun. Hep orada nefes alıyorsun.
Gidiyorum diye, sende bıraktığım şehri başıma topluyorsun. Kimsenin göremeyeceği bir yer bulup bana sarılıyorsun. Ama çocuk yapma, burada herkes birbirini tanır. Mesela gerçekler vardır: Biri gidiyorsa biri mutlaka kalır, biri de konuşur bunu. Ben kalandım, sen giden. Baksana asfalta şimdi, tam tersini söylüyor.
Şimdi bana ait olmadığının bilincinden çok ötede, telaş içinde sana ait olmadığımı anlatışını seyrediyorum. Durabilirsin artık, anladım.
Yolcuydum; her zaman zor oldu, artık benim olmayacak bir odayı son kez izlemek. Yeni bir şehre adımı öğretmeye gitmek hep zordu. Ama yavaş yavaş topladığım hiçbir odanın raf arkalarından senin fotoğrafların çıkmıyordu, gözlerin dolu cevaplanmamış mektuplar düşmüyordu avcuma. Sen kokmamıştı hiçbir odam. Hiçbir yastığım. Bu defa daha zor eşyalarımı toplayıp gitmek. Çünkü seni kalbimde götürmüyorum.
Sen hariç herkes, yabancıyken.
Şimdi sen de yabancı. Öyle mi?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...