Kapalı bir güne uyanmanın tek olumlu yanı,
gün içinde yağmurun yağma umuduyla yaşamak olmalı.
Bir de yağarsa deme keyfime.
Keyif diyorum ama yalnış anlaşılmasın, bildiğiniz huzuru bulma telaşı.
İnsanları en iyi anlama yolu, aktif bir dinleme evresinden geçer.
Yalnış sularda yüzüyorum yine, pardon.
Suç bende, yine anlayamayacağınız şeyler anlatmaya başlıyorum, kızdım kendime.
Doğum günümü anımsıyorum, daha ilk olan işte, hikayemi anlatmışımdır.
Bir şaplak attılar bana, sen bir ağla bir ağla, ayaklarımdan tutmuşlar, küçük bir çocuğa vuruyorlar. Gel de sinirlenme. Anneme bakıyorum bir yandan, rahatlamış, bir yandan gülüyor.
İçimden nasıl küfür ediyorum sorma, halbuki küfürden de anlamam.
Annemin kucağına veriyorlar beni. Hemen kucağına alıyor annem, sevgiyle sarıyor annem,
yüzünde o rahatlamış gülümseme yine. Ah annem...
Baktım gözünden yaşlar kafama damlıyor. Ses çıkarmıyorum, susmuşum o sıra,
ağlamama dayanamadığındandır diye geçiriyorum aklımdan.
Sonra, biraz daha yerleştiriyorum kafamı boynuna,
elim bir parmağını tutmuş, sevgiye boğuluyorum ya, nasıl huzurluyum.
Huzurluyum diyorum ama yalnış anlaşılmasın, yo yo bildiğin huzurluyum, yeni doğmuş gibi.
De(ğ)me keyfime.
Kapının camından babam bizi seyrediyor, ne telaşlı diyorum bu adam, yorgun babam, umutlu babam. Bunlar, yüzünden okunmuyor ama bir yaş daha büyümüşüm sonuçta, anlarım ben diyorum.
Şaplağı atan doktora sonra değineceğiz.
İzin vermediler, o doktora söyleyeceklerim olsun isterdim.
Jason-Photo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder