Bir martı düşün.
Tek kanatlı bir kuş..
Beyaz, hemde bembeyaz.
Geceleri uçmayı seviyor, hüznü seviyor martı. Biraz melankolik biraz alkolik olmalı.
Dumanı seviyor, karanlığı yaran bir tutam ışık demetini birde. Müzik dinlemekten hoşlanıyor, kendini onlarla ifade ediyor, onlarla nefes alıyor. Işığı kitap okumak için kullanıyor sık sık.
Silik bir hayatı var martının, belirsizlikler içinde yaşamış, hatta o yaşamın belirsizliğinde yolunu şaşırmış.
-Kaybolmuş-
Bir yörüngesi yok martının, çıkış yolu arıyor. Uzaklardan çağırıyor bir ses, gelirsen severim diyor*
Uçamıyor martı, tek kanatla ilerleyemiyor.
Yalpalıyor.
Düşüyor.
Gücünü toplayıp tekrar ayağa kalkıyor, tekrar deniyor uçmayı. Biraz yükselecekken tekrar yalpalıyor martı, kanadı acıyor. Biraz yükseliyor bu kez, heyecanlanıyor, umutlanıyor.
Yine yalpalıyor martı. Ama yükselmiş bulunuyor.
Bu kez çakılıyor.
Umut her zaman can yakar.
Canı yanıyor martının. Özgürlüğü çalınmış, kanadının biri kırılmış bu mutsuz martı çöplüğüne dönmek istiyor.
(Geldiği yeri asla unutmaz martılar, ağladığı çöplükleri çok iyi bilirler. Geçmişlerini asla silmezler akıllarından.)
Çığlık çığlığa gidilecek bir vapur arkası da yok, ekmek atan insanların olduğu.
Çöplüğüne dönmek istiyor martı; güçlü olmaktan, dik durmaya çalışmaktan, savaşmaktan yorulmuş.
Gecelere, o severek uçtuğu vakitlere dönmek istiyor. Umut zehrinden kendini korumak, bir nefes dumanda tüm dertlerini dağıtmak istiyor. Kanatlarını geleceğe değil, geniş zamana germek istiyor.
Hayal olmak, düşlerde boğulmak değil; kendi sürüngen gerçekliğinde, asfalt gökyüzünde sarhoş sarhoş uçmak istiyor.
Beyaz martı alıştığına dönmek istiyor. Topal, sarhoş, aksak ve sürüngen hayatına. Çöplüğünde geçirdiği mutsuz geceleri, umutla yıkanmış hayallerine tercih ediyor olmalı bu sıkıntılarıyla.
Düşlerle baş edecek gücü kalmıyor martının.
Düş'üyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder