Farklı olan nadirdir. Nadir olan ilgi çeker ama farklı olan, aynı zamanda yabancıdır. Ve buralarda yabancılar pek sevilmezler. Bildik, tanıdık, alışık olanlardan hoşlanır herkes. Kendini onlarda bulur. Çocuklar ve sanatçılarda, bir de tabi delilerde. Çoğunlukla rastlanan bir özellik; yabancı olana kötü tepki vermemektir. Örneğin, uçan bir nesne gördüğünde en az bir çocuk şaşırır buna, veya bir kedi, ya da yolda gördüğü renkli bir cam parçası kadar şaşırır. Henüz kanıksamamıştır hayatı, kabullenmemiştir henüz. Sanatçılar da her zaman başkalarını şaşırtacak şeyler yaratırlar. Deliler için bu dünya başka bir görüntüdedir zaten. Onlar kendi dünyalarını yaratmışlardır çevrelerinde. Dolayısıyla fark onlara batmaz. Yabancılık çekmezler. Onlar için tanıdık olan yabancı olmaktır zaten. Hayatın bambaşka grilerden oluşan gökkuşağının içinde kendinize değişik bir renk edinmek istediğiniz zaman, bundan hoşlanmayan kişilerin tepki ve suçlamalarını görürsünüz. Bunu müteakiben kıskançlık, yaralama, karalama benzeri kötülükler uçuşmaya başlar çevrede. İlgi çekebilmek için farklı olmaya çalışmak farklı olmak değildir. Bu nedenle bunu yapmak ilgi çekmez. İlgi çekenler gerçekten farklı olanlardır. Ama çektikleri ilgi her zaman olumlu sonuçlar yaratmayabilir. Yani farklı olmak bazılarının anlayamadığı, bazılarının kabullen(e)mediği, bazılarının korktuğu bir özelliktir. Şüphesiz ki 1492′de belirtildiği üzere, farkı yaratacak olan, geleceği yazacak olan onlardır; ama farklı olanlar genellikle ya cadı denilerek yakılır, ya da benzeri bir sosyal ya da psikolojik muameleye maruz kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder