Küçük bir çocuktum eskiden. Büyüdüm. Büyütüldüm. Mecbur bırakıldım. Küçük yaşlarda gereğinden fazla gördüm hayatın acımasız gerçeklerini. Şaşırdım, garipsedim, yalanladım, hakverdim, midem bulandı, iğrendim.. Gerçeklerden nefret ettim. Sahip olduğum her şeyden, bedenimden, ruhumdan.. Aldığım her nefese lanet ettim.Gözümü her kırptığımda daha fazla saydım kirpiklerimi. Gözyaşlarımda gizledim yalnızlığımı. Duvarımdaki her fotoğrafın anısını arkalarına yazıp mor duvarlara sakladım. Rüyalarımda unuttum sevdiklerimi. Kurduğum hayallerde kaybettim çocukluğumu. Pembe panjurlu bir ev hiç hayal etmedim. Güzel yemekler pişirebileceğim bir mutfağı, düşlere dalıp gidebileceğim bembeyaz banyosu, yalanlardan sıyrılmış rüyalar görebileceğim bir çift yatağı ve yıldızların biririne söylediği şarkıları duyabileceğim balkonu olan bir ev istedim sadece..
Kokusunu hiç bilmediğim tenleri sevdim bir gecelik.
Umutlarım can verdi tanımadığım bedenlerde.
Cennetin önünde diz çökeceğim, af dileyeceğim günlerde gelecek elbet.
ama benden önce af dilemesi gereken kişiler varken, benden diz çökmemi beklemeyin.
Ben bir yalnızlığıma diz çöktüm,
bir de sebebi kendi olan gölgelerime..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder