Ki Yok

Kar var bütün kelimelerin altında
Yaz var bütün hikayemizin ardında
Bilmem bekler miydin sen
Benim gibi aşk adamından

Bide bana sor
Kime gidip anlatıyım
Bide bana sor
Ki yok bu yerde ağlayanım


Koşulsuz

Beni yargılamadan dinlemeni istiyorum
Öğüt vermeden fikrini söylemeni
Karşılığını istemeden güvenmeni
Benim adıma karar vermeye kalkışmadan yardim etmeni
Beni yok etmeden özen göstermeni
Kendini ve meselelerini bana yansıtmadan bakmanı
Soluğumu kesmeden sarılmanı
İleri iteklemeden sevk vermeni
Kendini benden sorumlu hissetmeden  destek olmanı
Yalansız korumanı
Alanımı ele geçirmeden yaklaşmanı
En hosuna gitmeyen yönlerimi keşfetmeni
Bu yönlerimi kabul edip değiştirmeye kalkışmamanı
İstiyorum...
Bugün veya yarin bana güvenebilirsin...
Koşulsuz....

Kaygı

Bugün safakta dogdum .
çocukluğumu bu sabah yaşadım.
Ögle üzeri,
bir ergen olmuştum bile.
Beni korkutan bu degil,
zamanımın bu kadar çabuk gecip gitmesi degildi.
Belki yarin,
yarim bıraktıklarımı yapabilmek için
fazlasıyla yasli olmaktı,
beni biraz kaygılandıran.

Gerçek

Bir zamanlar... bu "bir zamanlar"
Anlatıla, anlatıla,
öyle çok tekrarlandı ki...
Sonunda gerçek oldu.

Gizli

Daha ilk anda oradaydım, anne ve babanın damarlarında dolasan adrenalinde,
ana rahmine düşmen için sevişirlerken ve ardından,
henüz sen küçücük bir parazitken, annenin damarlarına pompaladığı kanda.

Sana daha konuşamazken geldim, başkalarının söylediği,
hiçbir şeyi anlayamazken.
Başkalarının alaylı ve eglenen bakışları önünde,
beceriksizce ilk adımlarını atmaya çalışırken oradaydım.
Korunaksız ve her şeyi acik,
savunmasiz ve ihtiyaç icindeydin.

Birden yaşamında belirdim, bana eslik eden sihirli düsüncenin elini tutuyordum...
Kör inançlar ve büyüler, fetişler ve ugurlar...
iyi formlar, gelenekler, görenekler
öğretmenleri, kardeşlerin ve arkadaşların...

Sen varlığımı bilmezken, ruhunu ışıktan ve karanlıktan iki dünyaya böldüm.
Biri iyi ama öteki öyle degil.

Sana utanç duygularını ben getirdim, eksik ve kusuru tüm yönlerini gösterdim,
çirkin aptal ve hos olmayan.
Sana "farklı" etiketini yapıştırdım, kulağına seninle ilgili her şeyin yolunda olmadığını
ilk kez fısıldarken.

Ben bilinçten önce vardım, suctan önce, ahlaktan,
zamanın başlangıcından önce.

Ben davetliyim ama sevilmem, istenmeyen ziyaretçiyim
ve ilk gelir son giderim kuskusuz.
Zamanla gücüm arttı, ebeveynlerinin hayatta güclü olmak türünden öğütlerini dinlerken.

Dinini gereklerini dinlerken sana yapılması ve yapılmaması gerekeni söyleyen
Tanrı tarafından kabul edilmek icin.
Çektiğin zorluklara gülen okul arkadaşlarının zalim şakaları karşısında.
Üstlerinin aşağılamalarına katlanırken. Aynada çökmüş imgeni izler
ve kendini televizyona cikan "ünlülerle" kıyaslarken.

Ve simdi, nihayet
O kadar güclüyüm ki, ve sadece kadin olduğun için, siyah, eşcinsel, doğulu, engelli
uzun, kısa, şişman... seni hic edebilirim.

Nesiller ve nesillerce destekledi beni, kadınlar ve erkekler.
Benden kurtulamazsın.

Yarattığım ıstırap o kadar dayanılmaz ki, bana katlanabilmek için beni çocuklarına
geçireceksin ki onlar da, asırlarca ve asırlarca kendilerininkine aktarsinlar.

Sana ve soyuna yardim için kusursuzluk kılığına girdim
büyük idealler, kendini eleştiri, vatanseverlik, ahlak, iyi gelenekler, oto-kontrol.

Sana verdigim ıstırap o kadar yogun ki beni inkar etmek isteyeceksin ve bu nedenle
beni kişiliklerinin ,uyuşturucuların, para için savaşımının, fark gözetmeyen cinselliğinin
ardına gizlemeye yelteneceksin.
Ne yaparsan yap, nereye gidersen git hep ve her zaman yanında olacağım.
Hic yorulmadan, sinir tanımadan, gece gündüz seninle yolculuk ediyorum.

Ben bağımlılığın, sahiplenmenin, zorlamanın,
ahlaksızlığın, korkunun,şiddetin, sucun, deliliğin ana nedeniyim.

Sana reddedilme korkusunu öğrettim ve var olusunu bu korkuya koşullandırdım.
Başkalarına gösterdiğin, o aranan ve arzulanan, alkışlanan, kibar ve hos kisi olmak
için bana muhtaçsın.
Bana muhtaçsın çünkü en tatsız, en gülünç senin kendinin en az istediği şeyleri icine gizlediğin
sandığım ben.
Sayemde öğrendin, sana verdigim hayatla yetinmeyi çünkü her şeyin ötesinde,
neticede yasadigin her şey, hak ettiğinde inandığından fazlası olacak.

Ben, kendini inkar duygusuyum.

KENDINI INKAR DUYGUSUYUM...


Ilk atismami ve psikoloji hakkindaki ilk yazimi inkar duygusuyla yaptim sanirim.
Bu kadar uzun olmasinada ayrica sevindim ve kendimlede gurur duydum...

Sorular

-Hala yalnız mısın?
-Sadece özgür..
-Peki mutsuz?
-Sadece alışmış..
-Peki ya aşık?
-Sadece eksik..

Umut

Umudumu asla kaybetmedim desem yalan söylemiş olurum.Bir kaç kez kaybetmişliğim var.
Vakit kaybetmeden buldum yine.Meğer gözümün önündeymiş, ben görmemişim.
Her zaman kendimden büyüklerle ve profesyonellerle oynadım, onlari izledim ,çalıştım.
Sonuçta onlarda herkes gibi insan.Eğer çok çalışırsan her şey mümkün.
Talihsizlikler , caresizlikler, şanssızlıklar, şerefsizler, sıkıntılar, sorunlar oluyor fakat bunlar yüzünden çocukluğumdan beri olmak istediğim, severek yaptığım şeyden vazgececek degilim.
Milli takımda oynadığım arkadaşlarımın bir çoğu iyi futbol kulüplerindeyken kıskanmıyorum
ama beni hayran bırakmıyor da degil.
Belki türkiye'ye gelmeseydim, daha farklı olabilirdi hersey.
Ama kendi yeteneğimden ve kendimden hic şüphe etmedim. Bildiklerimi nasıl yapıyorsam her yerde öyle yapicam.Ya gördüklerini beğenecekler ya da sevmeyecekler. Ama asla vazgeçmeyeceğim.
Olmalıysa olur. Her lig farklıdır.Burada ligler fiziksel mücadeleye dayanıyor.
Ama bu üzerinde çalışabileceğiniz birsey, teknik gibi degil.
Ben bir kazananım ve kaybetmeyi sevmem.
Asla vazgeçmem.
                                                                                               İçinizdeki ateşi söndürmeyin. 
                                                                                               Ateşi alevlendirinki 
                                                                                               hayaliniz adına umudunuzu
                                                                                               yitirmeyin..!   '10'

Hatıra

Asla hatıralarımı geri yasayamam.
Onlara tutunsam da
her şey gibi
sönmeye mahkumlar.
Hayatımda bir kaç kez de olsa
bunu yasamak isterim.
Çünkü beni hep şimdiki zamana ceker.
Her şey olması gerektiği gibi olur.

Vedalaşmak

Vedalaşmak zordur.
Gitmemek istersin..
o ana kadar hep gidicem buralardan diye hayıflanıp durursun
ama hic bir zaman ciddi olmamışsındır aslında..
O anin geleceği hic aklından geçmemiştir oysa..
ve gün gelir.bir bakmışsın ki insanların vedalaşmak için kullandığı muhtelif bir yerdesin
ya da bir havaalanı veya terminaldesin.
Zor gelir o anda sevdiği insana sarılmak...
her sarıldığın insanin kokusunu icine cekersin hep hatıraların arasında kalsin diye..
hic sarılmadığın içtenliğinle sarilirsin bu sefer...
Zordur zor...

Nakarat

İstemezsin
Beklemezsin ,biri gelir
Aniden

İstemezsin
Anıların, çıkar gelir
Yeniden

İstemezsin
Acıların, çıkar gelir
Yeniden...

Hani unuttun sanirsin ya,
Hani sonunda kurtuldum şu duygudan dersin ya,
Hani yeni denizlere yelken açmayı planlarsın ya,
sonra biri gelir, iyi hoş ama sana geçmişini istemeyerek de olsa yeniden hatırlatır.
Böyle bir nakarat yazılır iste o zaman, ne yapalım ?

Yük

Ve dünlerden bir gün
Omuzunda dünyanın yükü
Yalnız kaldığında
Yanında kim vardı düşün

Yok kimsem yok
Konuşmam gururumdan
Sustum çok sustum
Konuşmam gururumdan        

Ve günlerden bir gün
Kesilemez intiharın önü
Aynaya baktığında
Yanında kim vardı düşün


başka bir beste...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...