Canımın içi iki gözüm,
ne zaman insanın hamurunun kötü olduğuna dair umutsuzluğa kapılsam, seni anımsıyorum. Bu, bana iyi geliyor. İnsan algısı neden hep kötüye yönelik? Ya da bunu bir tek ben mi yapıyorum?
Dün biri fena halde kalbimi kırdı. Kırmakla da kalmadı bastırmaya çalıştığım öfkemi mayalanmış bir hamur gibi kabarttı da kabarttı. Hep yaptığım gibi kafamın içinde gün boyu hatta gece boyu kavga ettim onunla. Bundan kurtulmak istediğimi düşündüm. Kötü olana değil de iyi olana yönelmiş olan bir zihne, bir kalbe ve gözlere ihtiyacım olduğunu anladım.
İnsan değişir elbet. Değişir değişmesine de pek sabırlı ve pek akıllı olmalı bunun için. İkisini de koyduğum yerde bulamadığım düşünüldüğünde bunca zamandır bunun neden üstesinden gelemediğim pek tabi anlaşılabilir. Belki bana başka bir şey lazımdır. Huzur, umursamamazlık ya da buna benzer bir şey.
Seni özledim. Seni gerçekten özledim. Çünkü birinin gözlerinin içine bakıp o gözlerin içinde temiz şeyler görmeye ihtiyacım var. Ya bu bir tek sende var ya da ben sadece senin gözlerinin içine bunca dikkatli bakıyorum. Bazen nasıl da kör olduğumu iyi bilirsin. Dikkatimin bir kibrit alevinden hallice olduğunu, bir dakika önce konuşulanı unutuverdiğimi de öyle. Şaşırmıyorsun da artık. Şaşırmadığın gibi nedense o zehir hafızan da bana benzemeye başladı.
Evet birbirimize dönüşüyoruz farkındayım.
Ya da belki en baştan beri birbirimizin aynısıydık ki bu daha muhtemel. Ama sevgili şampiyon hafızasızlık özelliğimi alma istersen. İnan bana çok daha iyi taraflarım var. Söylemeyeceğim ki kibirli olduğum sanılmasın. Sabırlı ve meraklı olmanı diliyorum şu aşamada ki arayıp bulasın.
Seni özlediğimi söylemiş miydim? Evet seni gerçekten özledim.